bumerang

Bumerang - Yazarkafe

5 Temmuz 2012 Perşembe

Ayşe'm Kuzum dünyaya geldi...

12.06.2012 günü saat 20:55 ile 20:58 arasında bir dakikada Ayşe'm Kuzum dünyaya geldi. Bütün saflığı, güzelliği, narinliği, pamukluğu ve lokumluğu ile kalbimize ilk saniyeden taht kurdu bile. Ona bakarken hayatın ne kadar "farklılıklar" gösterebileceğini, aslında hepimizin dünyaya bu şekilde gelip yine dünyadaki milyon farklılığın bir sonucu olarak "bambaşka" insanlara dönüşebildiğimizi düşünüyorum. O kadar savunmasız bir yavru ki o, bir damla göz yaşı dahi kalbimin en derin yerlerini acıtıyor. Bu "Annelik" kısmı çok enteresan ve kelimeler ile nasıl anlatılır inanın hiç bilmiyorum.... Sanırım kimsenin "annelik" tarifini tam olarak yapamaması bundan.
*****
Üstteki paragrafı sevgili kızım dünyaya geldiği günlerde yazmışım ama yayınlamamışım, daha sonra devam ederim diye düşünmüşüm sanırım ancak öyle bir rutinin içine girdim ki yazı yazmak bir yana boşluklarda ne yapacağımı şaşırıyorum: uyuyayım mı, kitap mı okuyayım ya da biraz televizyon mu izleyeyim, kocamla mı ilgileneyim ya da kendi özel işlerimle mi ilgileneyim, ılık bir duş mu alayım yoksa yemek mi yiyeyim gibi :) Bu rutinin annelere pek tanıdık geldiğinin farkındayım, ne de olsa hoş bir yorgunluk ardından bebeklerimiz uyuduğunda ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Çünkü bu zamana kadar dünyalar kadar boş vaktimiz varmış ve şimdi bulduğumuz ender boş vakitlerde ne yapacağımızı doğal olarak şaşırıyoruz.

Bu kadar yorgunluğun ve "beslendi mi? İyi uyudu mu? Kilo alıyor mu? Sağlıklı mı?" telaşı içinde, yüzlerindeki bir tek gülüş dünyalara bedel oluyor. Kızım artık daha da büyüdü. Yaklaşık 3400 gr oldu ve hem anne sütü, hem de mama ile besleniyor. Bu konu gerçekten içimde derinde bir yara ancak Allah öyle güzel eğitiyor ki insanı, daha önce "tam anlamıyla olayı bilmeden çok konuşan kulunu" bir şekilde aynı olaya tabi tutarak eğitiyor. Şöyle ki; Ayşe'm gelmeden önce derdim ki "mama vermem" ve içimden öyle emindim ki sütümün şırıl şırıl geleceğine:) İşte çok bilmişliğin ve ukalalığın, Allah'ın eğitimi ile törpülenmesi böyle oluyor. Şu anda hem mama veriyorum, hem de anne sütü miktarı konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyorum. Buradan da güzel bir ders çıkarıyor ve bundan sonra gerçekten bilmediğim konularda yani aslında hiçbir konuda ileri geri konuşmamayı diliyorum. Çünkü hayatta gerçekten "hiçbir şeyi" tam olarak bilemeyiz ve bilemediğimiz için de yargılara varmamalıyız. Ah bir hatırlayabilsem bu düşünceyi veya öğretiyi... O zaman her olayın başıma gelmesi gerekmez ve bizzat ders çıkarmak zorunda kalmam:) Her neyse, az miktarda dahi olsa anne sütü verebildiğim  için çok mutluyum ve mama verebildiğim için de çok mutluyum. Böylece Ayşe'm hem aç kalmıyor, hem de az da olsa anne sütü vücuduna giriyor. Allah'a çok şükür her şey yolunda... Üç kişilik güzel bir aile olduk ve ben daha ne isteyebilirim ki Allah'tan:)

Lohusalık dönemi biraz kafa karıştırıcı tabii. Ama bu yazıyı okuyan tüm yeni annelere tavsiyem: ne kadar zor da olsa lütfen "güzellikleri, olumlu şeyleri" görmeye çalışın. Bizzat yaşadığım için söylüyorum: biliyorum çok zor ama kişinin bu durumdan kurtulma isteği ile doğru orantılı bir şiddette yaşanıyor lohusalık. Mutlaka eş desteği şart bence ve annenin kendini boş vakitlerde mutlaka dinlendirmesi, hoşuna giden bir şeyler yapması yani kendini şımartması şart. Ve eskiden çok bilmişlik ettiğim bir konu: "Ben bebeğime kendim bakarım" idi ancak ilk haftalar en azından lohusalık kafası geçene kadar mutlaka sizi germeyecek veya sizde stres yaratmayacak birinin yardımı şart. Ayrıca süt verme konusunda sevgili annelere nacizane tavsiyem; moralinizi bozmadan ısrarla meme vermeye çalışın. İlk gün hastanede o kadar çok zorlandım ki, kızım meme almadı ve devamında da gerçekten çok sorun yaşadık ama yılmadım ve sürekli denemeye devam ettim. Kızım fizyolojik sarılığı atlattıktan sonra ve kilo aldıkça memeyi daha istekli ve güçlü emmeye başladı. Şu anda her memeyi en az 10'ar dakika emiyor ve bu şimdilik yeterli. Hedefim ileride yani 2-3 aylık olup daha da güçlendiğinde en az yarımşar saat bir memede tutmak ve her öğünde tek meme ile beslemek... Bu açıdan, benim yaşadığım olay size örnek olur mu bilemiyorum ama annelerin ısrarlı olması ve hiçbir şekilde motivasyonlarını kırmamaları en önemli iki unsur. Bunlar varsa, eminim bebişiniz bir süre sonra emecektir. Ayrıca pompa ile memelerinizi arada sırada sağarak süt miktarınızı görmeniz ve biberon ile o sütü daha sonra bebeğinize vermenizde kafanızdaki soruları giderecektir. Bana herkes "biberona alışır, meme almaz" dedi ve bunu ilk günlerde söylediler. Zaten o kadar kötü hissediyordum ki kendimi, iyice moralim bozulmuştu. Size de böyle şeyler söylerlerse, sakın kafanıza takmayın ve anne memesine en benzer biberonu alarak yolunuza devam edin. Hem emzirin, hem biberon verin ve eğer bebişiniz memeyi reddederse kafanıza takmayın: "Nasılsa aç kalmıyor, gerisi fasa fiso" diye düşünerek kendinizi rahatlatın ki aslında gerçekten de öyle...

Şimdilik ezcümle, annelere destek olmak şart ve annelerin olabildiğince olumlu düşünmesi şart... Yeni bir hayat, yeni bir düzen ve değişen hormonlarla bu çok zor ama destekle hiçbir şey imkansız değil. Birileri bu dönemi atlatabiliyorsa, ki milyonlarca kadın bunu başarıyor, siz de o kadınlardan biri olabilirsiniz :) Bebeğinizin keyfine varın, gerisi gerçekten koskoca bir hiç...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Matruşka bebekler gibi miyiz?

Merhabalar Efendim, Önce başlıkta adı geçen Matruşka ne demekmiş ona bir bakalım: " Rus yapımı bir oyuncak bebek türüdür. Ahşap el y...