bumerang

Bumerang - Yazarkafe

25 Nisan 2012 Çarşamba

Geçmiş zaman olur ki...

Bugün, daha önceki gebeliklerimden ve başıma gelenlerden bahsetmek istiyorum. Bunları anlatmak istiyorum çünkü başına bu tür şeyler gelen başka insanların öncelikle yalnız olmadıklarını bilmelerini istiyorum ve ikinci olarak, herkesin tüm yaşadıklarını sadece başına gelen kötü olaylar olarak değerlendirmesindense en büyük Öğretici tarafından verilen dersler olarak görmesini ve bu çerçevede yorumlamasını istiyorum. Zor olsa da, bir süre geçtikten sonra insanın başına gelenler üzerine kafa yorması ve bu olaylardan çıkarımlar yapması bana göre şart... Öyle olmalı, çünkü tüm bunlar sadece bizi üzmek ve ağlatmak için ortaya çıkan olaylar olmamalı, derinlerde daha önemli bir bilgi olmalı ve insan olarak bizim bu dünyadaki görevimiz, bu derinlerdeki bilgilere olabildiğince yakınlaşmak olmalı...
İlk gebeliğimi, Şubat 2009-Haziran 2009 arasındaki dönemde yaşadım. Eşimle benim karşı karşıya kaldığımız durumu anlamak için, her şey çok güzel giderken ve hamile kalmanın, bir aile olacak olmanın mutluluğu içerisindeki iki insanın bir anda duvara toslar gibi tosladığını hayal edebilirsiniz. Tam 18-21 hafta arası yapılan organ tarama sırasında bebeğimize "Korpus Kallozum Agenezisi" teşhisi kondu. Bu kabaca, beyni iki yarım küreye ayıran kanalın tamamen olmaması demekti. Bazı bebeklerde bu kanalın bir kısmı oluyor, bir kısmı olmayabiliyordu ve bu durum, görece daha iyi bir durum demekti ancak bizim bebeğimizde kanalın tamamı gelişmemişti. Bu da şu anlama geliyordu: Bebeğimiz en basit motor hareketleri yapamayabilirdi ya da sara hastası olabilirdi ya da şizofren olabilirdi ya da sadece öğrenme güçlüğü çekerdi ve yaşıtlarından hep birkaç adım arkada olarak gelişim gösterebilirdi. Çünkü bu kanalın olmaması, sağ ve sol yarım küre olarak ayrı olması gereken ve bu iki yarım kürenin kendi arasında yaptığı alışverişi yapan sistemin olmaması demekti. Tıp bu konuda sadece varsayımda bulunabiliyordu. Oranlarla konuşuyorlardı ve sonuç olarak bize, bebeğinizin %60 zihin özürlü olma ihtimali var dediler.
Kadınların ve erkeklerin neden farklı yaratıldığını ve niçin bu dünyada birbirleri için var olduklarını daha sonra düşünüp keşfettiğim an, bu günlere rast gelir. İçinde canlı bir varlık taşıyan kadın, anne, %40'lık oranı yani hiçbir şey olmama ihtimalini görmek isterken annesinin karnındaki varlığı deli gibi kucaklamak isteyen, öpmek isteyen, o varlığa kavuşmak isteyen erkek, baba, %60'lık kısmı görerek gelecekte bebeğinin ne gibi sorunlarla karşılaşacağını görüyordu. Yani kadının duygusal yanını erkek törpülüyordu ve belki de, dünyadaki denge dediğimiz şeyin en somut örneği kadınlar ve erkekler...
Dolayısıyla anlayacağınız gibi, bebeğimizi "tahliye etmeye", tıbbi terimi bu ama sonuç olarak aslında "öldürmeye" karar vermek hiç kolay olmadı. Her şeyin tam olması adına, doktorlar benden amniyotik sıvı alıp başka bir özür olup olmadığını bulmak istediler. Amniyotik sıvı aldıracaklara buradan tek tavsiyem, bunu gerçekten sıhhi ortamda yapacağına inandıkları bir tıbbi ekip bulmaları... Onun dışında, hiç zor olmayan ve birkaç dakikadan fazla sürmemesi gereken bir işlem... Düşük ve kanama tehlikesi tabii ki var, bu yüzden hastanenin sizi işlemden sonra en az 1 saat gözetim altında tutması şart... Ailelerin bu konuya da dikkat etmesini tavsiye ederim.
Sonuç olarak, sıvı alındıktan yaklaşık 10 gün sonra bebeğimizin tahliyesine zor da olsa, kahrolsak da karar verdik. Allah kimseyi bu kadar zor bir karar vermek zorunda bırakmasın İnşallah ve Allah kimseyi böyle bir duruma sokmasın İnşallah. O günler şimdi masal gibi geliyor ancak amniyotik sıvı sonucunu eşimle beklediğimiz o 10 gün yaşadıklarımızı bir Allah, sonra eşim ve ben biliyoruz. Tabii ki, bir de karnımda ne olup bittiğini çok iyi bilen oğlum biliyordu. Onların her şeyi bir şekilde anladıklarını düşünüyorum. Bu annenin hissettikleri yoluyla olabilir ya da bizim bilmediğimiz başka bir yolla ancak ana rahmine düştükleri ilk andan itibaren Allah onlara algılama yeteneği veriyor. O yüzden, gebe annelere sesleniyorum; olabildiğince mutlu, huzurlu kalmaya ve onunla konuşmaya çalışın. İlk günden iletişim kurmaya çalışın.
O 10 gün boyunca eşimle nasıl uyuduğumuzu hatırlıyorum çok net olarak, sanki zamanı durdurmaya ya da gerçeği görmemeye çalışan iki aciz varlık gibi devamlı uyuyorduk, belki de uyutuluyorduk. Ve ben, anne adayı olarak içimden sürekli sıvı sonucu iyi çıkarsa bir şansımız olacağına dair kendimi kandırıyordum. Yani aslında, yine de umut ediyordum ve aslında eşim, içten içe umut etmek için çıldırsa da, sürekli hiçbir şeyin değişmeyeceğini, geleceği düşünmemi söyleyerek beni hep hayal aleminden çekip alıyordu. Ve nitekim, 10 gün sonra hayaller sona erdi ve nöroloji kurulundan tahliye önerisi çıktı. Ve bizde tahliye edilmesine karar verdik.
Bu süreçte öğrendiğim enteresan bir şey de, bir bebeğin doğumundan sonra atılan kahkahalar, sevinç nidaları yerine duyulan ağır sessizlikti... Aslında ve garip bir şekilde bu durum, normal hayatımızda arkadaşlarımızla sohbet ederken kısa bir sessizlik olduğunda ağzımızdan kolayca çıkan o iki kelime: "Kız doğdu" cümlesinin ifade ettiği şeydi. Hiçbir zaman söyleyemeyeceğim, ağır mı ağır ve aslında hiçbirimizin içeriğini tam olarak bilmediğimiz bu cümle, kız çocuğun doğması ile gerçekten ilgisi olmayan bambaşka bir durum... Sözlerle ifade edilemeyecek kadar ezici bir sessizliği ancak yaşayan bilir ve Allah hiçbirinize yaşatmasın.
Oğlumu, suni sancı alarak ve normal doğum yöntemi ile tahliye ettik. Nasıl bir anne, sağlıklı bir bebek doğururken her anı yaşamak isterse, aslında böyle kötü bir durumda da baygın olmak isteyebilir. Ancak ne kadar zor olsa da, o anı baygın değil her şeyin idrakinde yaşadığım için kendimi şimdi çok şanslı hissediyorum. Çünkü belki de 100 yıl yaşasam öğrenemeyeceğim duyguları, düşünceleri sadece o 24 saatte öğrendim. Evet güzel bir çığlık ve arkasından ağlama duyamadım, evet kucağıma alıp öpme zevkine ulaşamadım ve evet bir nebze de olsa o güzel kokusunu koklayamadım... İçim yandı, kavruldu... Ellerimle bebeğimi öldürdüm diyebiliriz... Ancak o günden sonra, öyle bir idrak penceresi açıldı ki, bunu size yine anlatamam sözler yetersiz kalır.
İçimde bir yerlerde Allah'ın beni ve eşimi, bebeğimizi öldürme kararı aldığımız için affedeceğine inanmak istiyorum. Yine doğrusunu Allah bilir. Şimdi düşündüğümde, yaşamasına karar verseydik ve zihin özürlü olsaydı da, yine birçok şey öğretecekti büyük Öğretici... Demek istediğim, siz Allah'ın verdiği özgür iradenizle neyi seçerseniz seçin her yol sizi bir yere götürür ve o yol size, hep bir şeyler öğretir. Günün sonunda tüm yaşadıklarım bana bunu birçok kez net bir şekilde gösterdi. O yüzden, daha sonra benim de çok sık yaptığım ama Allah'a şükür artık tamamen bıraktığım vesveselere kendinizi bırakmayın. Yani, "keşke yapmasaydık, etmeseydik, günah işledik" ya da tam tersi "O zaman doğru kararı veremedik, şöyle-böyle vs. yapmalıydık" gibi cümleler yerine durumu değerlendirmeyi ve bu durumun sizi daha iyi bir insan yapmak için sunduğu fırsatları görmeyi ve değerlendirmeyi deneyin. Öyle inanıyorum ki, bu insan olmaya çalışmanın temeli ve insan olmayı ancak bu şekilde başarabiliriz.
Sanırım ikinci gebeliğimi başka bir yazımda anlatacağım... Bugün bu yazıyı hazmetmek lazım:)
Hiçbir zaman, ne kadar kötü durumda olursanız olun yalnız değilsiniz... Öncelikle yanı başınızda Allah var, ister inanın ister inanmayın ve sonra, dünya üzerinde başınıza gelen benzer olayları yaşayan milyarlarca insan var... Yani yalnız değiliz ve yaşadığımız her an için sonsuz kere şükretmeliyiz...

10 yorum:

  1. sizin yaşadığınız durumu şuan ben de yaşıyorum Bebeğimi benden aldılar 6 gün önce. Yazınızı okumak bana iyi geldi sadece ben yaşamıyorum bunları dedim. Size içimdeki acıyı anlatamam açıklayamam siz yazmışsınız ben yazamam. Gebe kalmadan önce yaşadığımız zorluklar sıkıntılı ve umutsuz da olsa 5 aylık bir bekleyiş ve 36 saat süren acılar içindeki doğum sonrası da var sütümün verdiği ateş ağrılar sancılar. bunların hepsini şuan yaşıyorum. Umarım şuan sizin için her şey yolundadır benim için sanki hiç güneş doğmayacakmış gibi kapkaranlık artık dünyam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Ülker kardeşim, acınız çok taze olduğu için yaranız hala kanıyordur. Şu anda söyleyeceklerim birer toz gibi uçup dağılacak içinizdeki yoğun duygular hep ağır basacak biliyorum. Tek dileğim her anı, ne kadar acı da olsa doyarak yaşayın ve bilin ki siz Allah'ın şanslı kullarındansınız. Gönlünüze hitap ederse Cemalnur Sargut Hocamızın youtubedan videolarını izleyin nolur. Veya ilginiz var mıydı bilmiyorum ama tasavvufa yakın durmaya çalışın. Mesnevi okuyabilirsiniz veya samiha ayverdi romamlarından içinize yakın geleni seçip okuyabilirsiniz. Kuran okumayı seviyorsanız onu okuyun. Tek sığınak Allah güzel kardeşim. Bizde gebelikle ilgili çok olaylar yaşadık ve şimdi beş yaşında dünya tatlısı bir kızımız var çok şükür. Tüm yaşadıklarım için çok şükür ediyorum biliyormusunuz neden? İçimden yepyeni, taptaze ve diri birini çıkardı acılarla güzel Allah'ım. O güneş çıkacak inanın bana. Hiç bitmeyen kış gördünüz mü? Kış biter ve ilkbahar gelir mutlaka sonra da yaz. Dışarı bakın doğaya. Allah heryerden bizle konuşur ve öğretir. İnşallah tüm bu acılar sizi bir elmasa dönüştürsün. Allah yardımcınız olsun.

      Sil
  2. Doğduktan sonra da öğrenebilirsiniz bizim gibi. İyi mi kötü mü bilemiyorum.

    YanıtlaSil
  3. Merhaba ben de 22 haftalık hamileyim ve Çarşamba günü cektirdigim renkli doppler de bebegimin ayni şekilde corpus callossumunun gelismedigini ve hatta ondan 2 gun sonraki baska ultrasonda da beyincikle ilgili bazi seylerin haftasina uygun olmadığıni soyledi drlar. Insan hic boyle seylerin kendi basina gelebilecegini tahayyul edemiyor ama olmus işte. Bana bebegin normal bi insan gibi de yaşayabilir fakat cok hafif duzey ya da cok agir duzey engel durumu da olabilir dedi genetikci. Ondan haric herseyi netten kendim arastirip okudum ve hala bakiyorum. Insan kendin de ariyor birseyleri ve ben kafamdaki bazi anlamsiz sacma vs. bazi seylerden tum sucu kendimde arıyorum ve vicdan azabiyla beraber büyük bir sucluluk duyuyorum. Bana onerilen once amniyosentez ki çarşamba kismetse onu yaptiricam sonrasinda fetal mr ve cocuk nörolojisine muayene sonrasi ne yapilacagina karar verilmesi. Amniyosentezden de gerek duyulursa bebegimin alinmasindan da ya da dogarsa nasil olur acabasindan da cok korkuyorum. Artik herseyi Rabbim e bıraktım hayirlisini nasip etsin diye. Fakat ne olursa olsun kendimce sebebi oldugum bu durumdan hissettigim sucluluk duygusu omur bboyu benimle olacak. Size sormak istediğim kurul onayi devlete bagli bir hastaneden mi cikti acaba? Bana kadin dogum hastanesi kirul toplamamiz lazim ve cocuk norolojisine danismamiz lazim dedi ama kendi dr umda perinatalog onay verdikten sonra ben de yapabilirim dedi. Siz nasil gecirdiniz acaba bu sureci?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba... Öncelikle sürecin herkesin hayrına olmasını dilerim ve bu zor günlerden inanın geçeceksiniz ve her şey bitecek, yeni bir gün doğacak ve hayat akmaya devam edecek. Allah yardımcınız olsun. Doktorumuzun tavsiyesi ve yönlendirmesi ile Çapa devlet hastanesinde perinetoloji kuruluna girdik. Kurul önce amniyotik sıvı alınmasını talep etti. Doktorumuz kendi hastanesinde başka uzman bir doktora işlemi yaptırdı. Sonuç için çok umutlanmıştık ki sonuç temiz çıktı yani agenezi dışında bir anomali saptanmadı. Fakat korpus kollosum agenezisi kesin olarak ultrasonda kurul tarafından ikinci kez değerlendirildi ve kuruldan %60 oranında sorun çıkacaktır raporu alınca doktorumuz kendi hastanesinde yani özel bir hastanede sonlandırmayı gerçekleştirdi. Kuruldan çıkan sonuca rağmen kararı elbette anne ve baba veriyor. Günahı sevabı boynumuza, biz sonlandırma kararı aldık. Başka sorularınız olursa, lütfen çekinmeden sorun. Dualarım sizinle...

      Sil
  4. Amin çok teşekkür ederim. pekii fetal mr istenmedi mi sizden. ben de kendi dr um çapa ya da zeynep kamile git diye önerdi. anadolu yakasında oturduğumuz için zeynep kamile gidiyorum ama sanki oyalıyorlarmış gibi geliyor. çünkü renkli doppler i yaptırdığım dr da işleri hızlandırıp biran önce ne yapılacağına karar verilmesi lazım dedi. amniyosentez sonrasında mr en son da çocuk nöroloğunun onayına göre değerlendirmek gerek dedi. ama zeynep kamildekiler cuma günü yine ultrasona çağırdılar beni. 23. haftama girdim ama ultrasona göre 22. hafta. haftaya mr çekilecek. bir de bana dediler ki tahliye kararı çıkarsa sadece burda yaptırabilirsin başka yere gidemezsin dediler. yanlış anlmadıysam sizin de onay çapadan çıkmış ve kendi dr unuzda özel de operasyon geçirmişsiniz değil mi? ya da acaba sadece özelden bir perinatalog raporu yetiyor mu acaba bilginiz var mı acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrar merhaba Burcu Hanım. Çapada girdiğimiz kurul onayından sonra veya daha öncesinde fetal mr çekilmedi. Çünkü renkli dopplerde ve kurulda corpus callossumun gelişmediği net olarak saptandı. Amniyotik sıvı sonucundan sonra da kuruldan anomali kesin %60 ve kurul kararı tahliyedir çıkınca doktorumuz işlemi hemen yaptırdı. Biz 20. Hafta sonu 21. Hafta başı gibi tahliyeyi gerçekleştirdik yanlış hatırlamıyorsam... Şayet içinize sinmediyse ve maddi durumunuz yeterse, academic hospitalda neşe zehra kavak profesör doktora görünmenizi tavsiye ederim. Doktorum o değildi fakat kendisine bir iki kere randevu aldım ve konusunda uzman bir doktor. Özellikle riskli gebeliklerde uzmandır. Hem de zeynep kamilin yanında sayılır hastane... Ayrıca süreci hızlı çözmek şu yüzden önemli sanırım; bebek 24 haftaya kadar alınabiliyordu yanlış hatırlamıyorsam, sonra tahliye mümkün değil etik olarak, yanılıyor da olabilirim, doktor daha iyi bilir... Suçu kendinizde aramayın bunu ne kendinize, ne eşinize yapmayın. Her hadise bir sınav ve öğretici birer ders... Suç kimsede değil, kader ve kaza... Müsterih olun ve kendinize yüklenip de acınızı arttırmayın nolur, dualarım sizinle, allah yardımcınız olsun...

      Sil
    2. bu arada evet biz onayı çapadan aldık ve tahliye işlemini özel hastanede kendisi yaptı doktorum. Çapa ile birlikte çalışan bir doktor daha vardı hastanede. Belki de onun vasıtasıyla işler kolay yürüdü bilemiyorum. Bir de sadece perinatalog raporu yeter mi inanın bilmiyorum. Uzman bir doktora danışmak daha doğru.

      Sil
  5. tekrar merhaba benim amniyosentez için 1 ay sonra sonuçlanır demişlerdi. sizin nasıl 10 gün içinde geldi sonuç acaba? çapada yapıldı yine değil mi? devlet hastanelerinde bu şekildeymiş sanırım 1ayı buluyormuş.. bir de kuruldan nasıl bir karar çıkıyor acaba? yani şöyle mi kurul durum değerlendirmesi yapıyor yapılan tespitlere göre bebek doğduğunda böyle böyle bir hayatı olur şu riskleri taşır deyip size raporu mu imzalatıyorlar yoksa sizin durumunuzla ilgili kuruldan tahliye ya da devam kararı çıktı mı diyorlar sonuçla ilgili hiçbir yorum ya da değerlendirme yapmadan?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz amniyo sentez sıvısını doktorumuzun olduğu özel hastanede gerçekleştirdik. O yüzden sonuç 15 günde çıkmıştı. Çapada sadece kurula girdik iki kere. Amniyotik sıvıcı sonucunu aldıktan sonra ikinci kez girdiğimiz kurulun Raporunda, bebek %60 oranında özürle doğacaktır. Aileye tahliye önerilir yazıyordu. Kurul herhangi bir karar almıyor. Tavsiyede bulunuyor. Kararı anne ve baba veriyor. En azından bizim durumumuzda böyleydi. Her türlü oran için aynı şey mi geçerli bilemiyorum. %99 olsaydı bu oran, raporda ne yazardı inanın bilemiyorum.

      Sil

Matruşka bebekler gibi miyiz?

Merhabalar Efendim, Önce başlıkta adı geçen Matruşka ne demekmiş ona bir bakalım: " Rus yapımı bir oyuncak bebek türüdür. Ahşap el y...